24 Nisan 2023 Pazartesi

İki Yalan

 

                                              İKİ YALAN

            İki türlü yalan vardır, derler. Biri ortaya çıkan yalan, diğeri ise istatistik. Ben işin, istatistiğin de bir yalan türü olduğu kısmına pek katılmamakla beraber, ortaya çıkan yalan türü hakkında bir iki şey söylemek istiyorum.

Yalan söz, ortaya çıkmadıktan sonra ona kimse yalan diyemez. Yani siz bir şey söylersiniz, bu söylediğiniz şey le muhatabınızı aldatırsınız. Bu, görünüşte yalan değildir. Bunun yalan olduğunu yalnızca Allah bilir, bir de siz bilirsiniz. Fakat muhatabınız, aldatıldığını düşünüyorsa ve bunu ispat ediyorsa o zaman sözün yalan olduğu, Allah ile sizin aranızda sır olarak kalmaktan çıkar ve siz insanlar gözünde bir yalancı olursunuz. Yani atasözünde olduğu gibi, sizin sözünüzün yalan olduğu, yatsı olup da mum sönünce ortaya çıkar. Mumun yatsıya kadar yanması, yakın bir geleceği ifade ve işaret etmesi bakımından önemlidir. Bu türlü yalana getireceğimiz başka bir açıklama yok. Gelelim ikinci tür yalana.

İstatistik çok faydalı ve işlevsel bir ilimdir. Basit ya da karmaşık olarak günlük hayatımızda çoğu kez fark etmeden başvurduğumuz bir araçtır. Bazen gidip lavaş ekmek aldığım bir fırın var. Perşembe günleri kapalı oluyor. “Neden pazar günü değil de perşembe?” dedim.  Fırında çalışan çırak, “en az müşteri perşembeleri oluyordu” dedi. Bu yargıya varmak için en az birkaç hafta günlük ciro takibi yapmış ve tatil yapmak için en az ciro yapılan günü seçmişlerdi. Alın size tecrübeyle sabit, şaşmaz ve yanıltmaz bir istatistik. Ne grafiğe ihtiyaç var ne aritmetiğe. Sadece kasada biriken parayı saymak yeterli.

İstatistik bazen can sıkıntısını da alır. Ne bileyim, cadde üzerinde bir eve misafirliğe gitmişseniz, yapacak bir şey yoksa anayoldan geçen arabaları sayarsınız. Dakikada kaç araba geçti, kaçı kamyondu, kaçı minibüstü filan. Yahut renk tercihlerine göre bir çıkarımda bulunmak da mümkündür. Kaçı beyaz, kaçı gri, kaçı siyah gibi…

Ben evvelden istatistiği bankamatik ya da elektrik faturası kuyruğunda beklerken kullanırdım. Şimdi bütün ödemeler internetten oluyor. Öyle uzun boylu kuyruklara girmiyoruz. Fakat sıradayken, kuyruk da uzunsa eğer sırası gelen kişilerin işlem yapma sürelerini hesaplar bunu, önümde kaç kişi varsa ona göre çarpar, böler ve çok yaklaşık bir sonuç elde ederdim. Hesabımın neredeyse tuttuğunu görmek de keyif verirdi. Bazen sıranın gelmediğinden yakındığı için oflayıp puflayanlara da “size şu kadar dakika sonra sıra gelecek” derdim. Buna karşı tarafın aldırmayışına da çok kafayı takmazdım.

Şimdilerde seçim anketleri yapılıyor. Son bir ayda beş telefon aldım anket için. Beni rastgele seçmediklerinden de neredeyse emin olmaya başladım. Arayanların üçüne cevap verip ankete katıldım. Ne de olsa istatistik bir ilimdir ve benim de buna bir katkım olacaksa ne saadet.

İkinci tür yalan için istatistik diyorlar ya ben pek yalanını görmedim şükür. Yani veri toplayıp, istatistik yapanlar işlerini baştan sağma yapıyorlarsa, eksik veri ile hesap yapıyorlarsa ya da anket gibi işlerde manipülasyon yapıyorlarsa bir şey diyemem. Buna dense dense ancak “kuyruklu yalan” denir. Kuyruklu yalana lügatler: “İnsanın kanması için süslenmiş büyük yalan.” diyorlar.  Biz de başka bir şey diyemeyeceğiz vesselam.

 

                                                                        24.04.2023/ Edremit